Srı Lanka Kolombo
9 Ocak 2026
10
20
1. Prehistorik Dönem – İlk İnsan İzleri (MÖ 10.000 ve öncesi)
Sri Lanka’da insan yerleşimine dair en eski kanıtlar Balangoda Mağaraları’nda bulunmuştur. Bu bölgede yaşayan Balangoda insanı, Güney Asya’nın en eski topluluklarından biridir. Avcı-toplayıcı bir yaşam sürdürmüş, taş aletler yapmış ve ilkel süs eşyaları kullanmıştır. Ada, iklimsel olarak elverişli yapısı sayesinde tarih öncesinden itibaren sürekli yerleşime sahne olmuştur.
2. İlk Krallıkların Kuruluşu ve Anuradhapura Dönemi (MÖ 5. yy – MS 10. yy)
Sri Lanka’nın yazılı tarihi, Mahavamsa adlı eski Pali kroniğinde anlatılır. Bu esere göre, MÖ 5. yüzyılda Kral Vijaya ve halkı Hindistan’dan adaya gelerek ilk yerleşik krallığı kurdu.
Zamanla kuzeydeki Anuradhapura, siyasi ve kültürel merkez haline geldi. Anuradhapura Krallığı yaklaşık 1.400 yıl boyunca (MÖ 437 – MS 1017) kesintisiz hüküm sürdü. Bu dönemde devasa stupalar, tapınaklar, barajlar ve kanallar inşa edildi. Özellikle Ruwanwelisaya, Abhayagiri, ve Jetavana Dagoba, Budist mimarisinin erken örnekleri olarak bugün hâlâ ayaktadır. Bu dönemde gelişen sulama sistemleri, tarımın sürekliliğini sağlamış, Sri Lanka’yı antik dünyanın en verimli tarım toplumlarından biri haline getirmiştir.
3. Budizmin Adaya Gelişi ve Kültürel Kimliğin Doğuşu (MÖ 3. yy)
MÖ 3. yüzyılda, Hindistan’ın Maurya İmparatoru Asoka, oğlu Mahinda Thero’yu Sri Lanka’ya gönderdi. Mahinda, Kral Devanampiya Tissa’ya Budizm’i tanıttı. Kral bu öğretiyi kabul etti ve Budizm kısa sürede devletin resmi inancı haline geldi. Budizmin gelişiyle birlikte tapınaklar, manastırlar, eğitim kurumları ve sanat gelişti. Anuradhapura dönemi boyunca Sri Lanka, Theravada Budizmi’nin en önemli merkezlerinden biri haline geldi.
Bugün bile bu miras, Sri Lanka kültürünün temel taşıdır.
4. Altın Çağ ve Sanatın Yükselişi (MÖ 1. yy – MS 5. yy)
Budizmin devlet tarafından desteklenmesiyle birlikte sanat, mimari ve bilim alanında büyük ilerlemeler yaşandı. Kral Dutugemunu (MÖ 161–137) döneminde ada birleşti ve tapınaklar inşa edildi. Buda’nın kutsal kalıntıları ülkeye getirildi. Yüzyıllar boyunca süren barış ve refah ortamı, Sri Lanka’yı Güney Asya’nın kültürel merkezine dönüştürdü.
5. Sigiriya ve Kral Kashyapa Dönemi (MS 5. yy)
Sri Lanka tarihinin en ilginç sayfalarından biri Kral Kashyapa dönemidir (MS 477–495).
Kral, babasını öldürdükten sonra tahtı ele geçirdi ve yeni bir başkent kurmak istedi.
Bunun için, dev bir kayalığın tepesine saray inşa ettirdi: Sigiriya – Aslan Kayası. 200 metre yüksekliğindeki bu kaya, fresklerle süslenmiş duvarlar, bahçeler, havuzlar ve surlarla çevrilidir. Sigiriya, hem bir savunma kalesi hem de bir sanat eseridir. Bugün UNESCO Dünya Mirası listesindedir ve Sri Lanka’nın simgesidir.
6. Chola İstilası ve Anuradhapura’nın Çöküşü (MS 993–1017)
10. yüzyılda Güney Hindistan’ın Chola Hanedanı, Sri Lanka’yı işgal etti. Başkent Anuradhapura yağmalandı, binlerce kişi öldürüldü, şehir terk edildi. Bu olay, Anuradhapura döneminin sonu ve Polonnaruwa döneminin başlangıcı oldu.
7. Polonnaruwa Dönemi (MS 1055–1250)
Kral Vijayabahu I, Chola işgalini sona erdirerek Sinhalese egemenliğini yeniden kurdu.
Ardından Kral Parakramabahu I (1153–1186) yönetiminde ülke büyük bir yeniden doğuş yaşadı. “Ülkede bir damla su bile boşa akmamalıdır” sözüyle anılan Kral, dev barajlar, sulama gölleri ve mühendislik harikası kanallar inşa ettirdi. Bu dönemde Gal Vihara’daki dev Buda heykelleri yapıldı. Polonnaruwa, sanat, mimari, ekonomi ve dış ilişkiler açısından Sri Lanka’nın altın çağı olarak kabul edilir. Ancak 13. yüzyılda istilalar ve iç çekişmeler nedeniyle zayıfladı.
8. Bölünme Dönemi ve Bölgesel Krallıklar (13.–16. yy)
Polonnaruwa’nın çöküşüyle ülke, bir dizi kısa ömürlü krallığa bölündü: Dambadeniya, Yapahuwa, Kotte ve Kandy gibi merkezler birbirini izledi. Kuzeyde Tamil krallıkları güç kazandı, güney sahilleri Arap ve Çinli tüccarların uğrak noktası oldu. Sri Lanka, bu dönemde Güneydoğu Asya ve Orta Doğu arasındaki deniz ticaretinin önemli bir durağıydı.
9. Avrupa Sömürge Dönemi (1505–1948)
1505’te Portekizliler adaya ulaştı. Amaçları baharat ticaretini kontrol etmekti. Zamanla sahil şehirlerinde kaleler inşa ettiler, Hristiyanlığı yaymaya çalıştılar. Ancak dağlık bölgelerdeki Kandy Krallığı bağımsız kaldı.
Portekiz’i yenilgiye uğratan Hollandalılar, sahil şeridinin hâkimi oldular. Galle Hollanda Kalesi, bu dönemin en belirgin mirasıdır. Hollanda yönetimi, tarçın ve baharat ticaretini tekeline aldı.
1796’da İngilizler adayı ele geçirdi, 1815’te Kandy Krallığı’nı da kontrol altına alarak
Sri Lanka’yı (o zamanki adıyla Ceylon) tamamen sömürge haline getirdi. İngilizler çay, kahve ve kauçuk üretimini başlattı. “Ceylon Tea” kısa sürede dünya markası oldu. Demiryolu ve modern altyapı yatırımları yapıldı; fakat sömürge dönemi, etnik ve sınıfsal dengesizlikleri de derinleştirdi.
Bağımsızlık Sonrası Sri Lanka – Modern Dönem (1948 – Günümüz)
Sri Lanka, 4 Şubat 1948’de, yaklaşık 150 yıllık İngiliz sömürge yönetiminin ardından bağımsızlığını kazandı. O dönemde “Ceylon” adıyla anılan ülke, İngiliz Milletler Topluluğu’nun bir üyesi olarak parlamenter sistemle yönetilmeye başladı. İlk yıllarda umut ve birlik havası hâkimdi; fakat kısa sürede etnik, dilsel ve sınıfsal farklılıklar toplumsal bir krize dönüştü. Bağımsızlığın ardından şekillenen modern dönem, Sri Lanka’nın kimlik arayışının, iç çatışmalarının ve yeniden doğuşunun hikâyesidir.
1948–1956: Yeni Devletin Kuruluşu ve İlk Eşitsizlikler
Bağımsızlıktan sonra ülkenin yönetimi, İngilizlerle yakın ilişkileri bulunan Birleşik Ulusal Parti (UNP) tarafından yürütülüyordu. Bu dönem, idari yapının, eğitim sisteminin ve altyapının İngiliz modeliyle sürdürülmesi anlamına geliyordu. Ancak bu sistem, sömürge döneminde yaratılan sosyal dengesizlikleri miras aldı. Özellikle kuzey ve doğuda yaşayan Tamil azınlık, İngiliz döneminde eğitimde ve bürokraside etkin konumdaydı. Bağımsızlık sonrası yönetim, bu dengeyi tersine çevirmek amacıyla politikalarını Sinhala çoğunluk lehine şekillendirdi. Bu, Tamil azınlıkta dışlanmışlık ve öfke duygusunu tetikledi. Aynı zamanda, İngilizlerin getirdiği “Indian Tamil” olarak adlandırılan plantasyon işçileri — yani Hindistan kökenli Tamil topluluklar — vatandaşlık haklarından mahrum bırakıldı.
Bu yasa, on binlerce insanı vatansız hale getirdi.
1956–1970: Sinhala Milliyetçiliğinin Yükselişi ve Kimlik Krizi
1956 yılı, Sri Lanka tarihinin dönüm noktalarından biridir. S.W.R.D. Bandaranaike, “Sinhala Only Act” adlı yasayı yürürlüğe koydu. Bu yasa, Sinhala dilini devletin tek resmi dili ilan etti ve Tamilceyi kamusal alandan dışladı. Amaç, ulusal birliği sağlamaktı; ancak sonuç tam tersi oldu: ülke derin bir kimlik bölünmesine sürüklendi. Tamil halkı barışçıl protestolarla dil eşitliği talep etti, ancak protestolar şiddetle bastırıldı. Bu dönemde Tamil siyasi partileri doğdu; bazıları özerklik isterken, bazıları bağımsızlık çağrısında bulunmaya başladı. 1960’larda milliyetçilik, sadece etnik kimlikle sınırlı kalmadı; Budist rahipler ve Sinhala milliyetçi gruplar siyasette etkili hale geldi. Tamil bölgeleri ekonomik olarak geri kaldı; altyapı yatırımları büyük oranda güneyde yoğunlaştı. Bu süreç, etnik kutuplaşmanın kalıcı hale gelmesine yol açtı.
1971 – İlk Solcu Ayaklanma: JVP İsyanı
1971’de Sri Lanka gençliği, farklı bir isyan başlattı. Marksist çizgideki Janatha Vimukthi Peramuna (JVP) adlı solcu hareket, yoksulluk, işsizlik ve eğitimdeki adaletsizliklere karşı ayaklandı. Kırsal kesimde on binlerce genç silahlandı. Devlet, orduyu devreye soktu ve isyanı kısa sürede bastırdı; yaklaşık 10.000 kişi öldü. Bu olay, Sri Lanka’nın sadece etnik değil, sınıfsal bir çatışma da yaşadığını gösterdi. Ülke, hem kuzeyde Tamil ayrılıkçılığı hem güneyde solcu hareketlerle iki yönlü baskı altına girdi.
1972: Cumhuriyetin İlanı ve Yeni Anayasa
1972’de Ceylon resmen Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti adını aldı. Yeni anayasa kabul edildi, İngiliz kraliyetine bağlılık sona erdirildi. Budizm, devletin “özel koruması altındaki din” olarak tanımlandı. Bu da Tamil azınlık arasında yeniden rahatsızlık yarattı. Yeni dönemde eğitim reformları yapıldı, ancak “üniversite kota sistemi” Tamil gençlerin yükseköğretime girişini sınırladı. Bu durum, kuzeydeki gençler arasında öfke yarattı ve silahlı hareketlerin zeminini oluşturdu.
1976–1983: Tamil Eelam Hareketi’nin Doğuşu
1970’lerin sonlarına doğru Tamil bölgelerinde özerklik talepleri bağımsızlık isteğine dönüştü. Bu süreçte en radikal grup olan LTTE (Liberation Tigers of Tamil Eelam – Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları) ortaya çıktı. Liderleri Velupillai Prabhakaran, kuzey ve doğuda “Tamil Eelam” adını verdiği bağımsız bir devlet kurmayı hedefliyordu. 1977 seçimlerinde Tamil siyasi partileri, “federal yapı” talebini açıkça dile getirdi. Ancak hükümet bu talepleri reddetti; polis baskınları, keyfi tutuklamalar ve çatışmalar arttı. 1983 yılında, LTTE’nin Jaffna’da 13 askeri öldürmesiyle patlayan olaylar, başkent Colombo’da Tamil karşıtı pogromlara dönüştü. Binlerce Tamil sivili öldürüldü, evleri yakıldı. Bu olay “Black July – Kara Temmuz” olarak tarihe geçti ve iç savaş resmen başladı.
1983–2009: İç Savaşın Gölgesinde Bir Ada
Yaklaşık 26 yıl süren iç savaş, modern Sri Lanka tarihinin en karanlık dönemidir. LTTE, gerilla taktikleriyle ülkenin kuzey ve doğusunu kontrol altına aldı. Hükümet güçleri karşı operasyonlarla bölgeyi geri almaya çalıştı. 1987’de Hindistan, barış gücü gönderdi ancak bu girişim başarısız oldu. Savaş, sivilleri hedef alan intihar saldırıları, suikastlar ve katliamlarla tarihe geçti.
1991’de Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi,
1993’te Sri Lanka Devlet Başkanı Premadasa, LTTE suikastlarında hayatını kaybetti. Savaş ekonomiyi çökertti, turizm durdu, altyapı tahrip oldu. Yaklaşık 100.000 kişi öldü, bir milyondan fazla insan yerinden edildi.
2002’de Norveç arabuluculuğunda ateşkes anlaşması imzalandı ancak kısa sürdü.
2004 tsunamisi geçici bir iş birliği yaratsa da barış kalıcı olamadı.
2006’da yeniden başlayan çatışmalar, ülkeyi nihai bir savaşa sürükledi.
2009’da, dönemin Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa komutasındaki ordu, LTTE’yi tamamen yenilgiye uğrattı. Lider Prabhakaran, kuzeydeki Mullaitivu bölgesinde öldürüldü. Savaş sona erdi, ancak ardında büyük bir insani travma bıraktı.
2009–2015: Yeniden Yapılanma ve Kalkınma
Savaş sonrası hükümet, “Yeniden Birleşme ve Kalkınma” programı başlattı. Kuzey ve doğu bölgelerine altyapı yatırımları yapıldı; yollar, köprüler, limanlar ve okullar inşa edildi. Ancak aynı zamanda hükümetin insan hakları ihlalleri ve savaş suçları iddiaları gündeme geldi. Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar soruşturma çağrısı yaptı. Buna karşın ekonomi hızla büyüdü. Turizm yeniden canlandı; 2013’e gelindiğinde Sri Lanka, Güney Asya’nın yükselen destinasyonlarından biri oldu. Sigiriya, Dambulla, Galle ve Ella bölgeleri dünya çapında ilgi çekti.
2015–2020: Demokratikleşme, Reformlar ve Yeni Dönem
2015 seçimlerinde Maithripala Sirisena, Rajapaksa’ya karşı kazanarak reform sözü verdi.
Basın özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele alanlarında iyileştirmeler yapıldı. Ancak 2019’da ülke sarsıcı bir olay yaşadı: Paskalya saldırıları olarak bilinen terör eylemlerinde, kiliseler ve oteller hedef alındı; 260’tan fazla insan hayatını kaybetti. Bu olay, güvenlik politikalarını sertleştirdi ve turizm gelirlerini kısa süreli düşürdü.
2020–2023: Ekonomik Kriz ve Halk Hareketi
2020 sonrası dönem, Sri Lanka’nın en ciddi ekonomik krizlerinden birine sahne oldu.
Pandemi turizmi durdurdu; döviz rezervleri tükendi. Akaryakıt, ilaç ve gıda sıkıntısı baş gösterdi. 2022’de halk, sokaklara dökülerek Rajapaksa hükümetine karşı büyük protestolar düzenledi. Cumhurbaşkanı istifa etti, ülke geçici yönetime geçti. Bu olay, bağımsızlıktan bu yana Sri Lanka’nın en büyük sivil halk hareketi olarak tarihe geçti.
2023–Günümüz: Yeniden Denge Arayışı
Bugün Sri Lanka, ekonomik toparlanma sürecindedir. Turizm yeniden canlanmakta, uluslararası destek programları devreye alınmaktadır. Bir yandan geçmişle yüzleşme, etnik uzlaşma ve adalet arayışı sürerken, diğer yandan ada yeniden bir barış ve kalkınma merkezi olma yolunda ilerliyor. Günümüz Sri Lanka’sı, direnç, yeniden doğuş ve birlik içinde çeşitlilik kavramlarının gerçek bir örneğidir. Her sokakta, her tapınakta ve her gülümsemede bu uzun, zorlu ama onurlu tarihin izlerini görmek mümkündür.
Sri Lanka Neden Önemlidir?
Sri Lanka İç Savaşı, sadece bir ülkenin siyasi hikâyesi değildir; çok kültürlü bir toplumda kimlik, temsil ve eşitlik meselelerinin nasıl çatışmaya dönüşebileceğini gösteren küresel bir örnektir. Aynı zamanda, savaş sonrası toparlanma ve barış inşası açısından da model alınan bir süreçtir.
Bugün Sri Lanka’yı ziyaret eden bir gezgin, yalnızca tapınakları veya doğayı değil;
direnç, iyileşme ve yeniden doğuşun gerçek hikâyesini de görür.
Uçuş Bilgileri
TK 730 – 09.01.2026 19:30 – 05:55
İstanbul Havalimanı → Bandaranaike Uluslararası Havaalanı
TK 731 – 18.01.2026 07:25 – 14:05
Bandaranaike → İstanbul
Uçak biletlerinde havayolu firmasının değişiklik yapma hakkı bulunmaktadır.
Bu değişikliklerden Scuba-Bay sorumlu değildir.
*Mevcut tur ücreti erken rezervasyon fırsatı kapsamında belirtilmiştir.
Sri Lanka için pasaport gereklidir. Vize kapıda alınmaktadır
✅ Dahil Olan Hizmetler
❌ Dahil Olmayanlar
İletişim
Scuba-Bay
www.scuba-bay.com
@scubabay_tr
0 541 296 6878
Uçuş Bilgileri
TK 730 – 09.01.2026 19:30 – 05:55
İstanbul Havalimanı → Bandaranaike Uluslararası Havaalanı
TK 731 – 18.01.2026 07:25 – 14:05
Bandaranaike → İstanbul
Uçak biletlerinde havayolu firmasının değişiklik yapma hakkı bulunmaktadır.
Bu değişikliklerden Scuba-Bay sorumlu değildir.
*Mevcut tur ücreti erken rezervasyon fırsatı kapsamında belirtilmiştir.
1. Gün 9 OCAK Cuma – İstanbul → Kolombo
İstanbul Havalimanı’nda buluşmanın ardından Türk Hava Yolları’nın 19.30 direkt uçuşu ile gece boyunca Sri Lanka’ya yolculuk ediyoruz.
2. Gün 10 OCAK Cumartesi – Sigiriya Köy Yaşamı & Sandal Gezisi
Kolombo’ya iniş sonrası vize işlemlerini tamamlayıp Sigiriya’ya geçiyoruz.
Yerel köylerde geleneksel yaşamı tanıyor, öğle saatlerinde Geleneksel Sri Lanka Sandal Gezisi yapıyoruz.
Sigiriya Köyü: Sri Lanka kırsal yaşamını en otantik haliyle tanıma fırsatı sunar. Yerel halk pirinç tarlalarında çalışır, geleneksel evlerde kendi ürettikleri ürünleri kullanır. Ziyaretçiler öküz arabalarıyla veya tuk-tuklarla köy içinde gezebilir, yöresel yemeklerin yapımını deneyimleyebilir. Bu tur, Sri Lanka’nın doğal dokusunu ve kültürel mirasını yerinde gözlemlemek için idealdir.
Geleneksel Sri Lanka Sandal Gezisi: Sigiriya çevresindeki göllerde yapılan geleneksel bir aktivitedir. “Catamaran” adı verilen ahşap teknelerle göl yüzeyinde sakin bir gezi yapılır. Lotus çiçekleri, su kuşları ve yeşillikler arasında gerçekleşen bu gezi, köy yaşamının bir parçasıdır.
Konaklama: Tropical Life Resort & Spa – Dambulla (Booking 8.8/10)
3. Gün 11 OCAK Pazar – Sigiriya Kaya Kalesi & Polonnaruwa Antik Şehri
Sabah erken saatlerde UNESCO Mirası Sigiriya Kaya Kalesi’ni keşfediyoruz. Ardından sırasıyla Kobra Başlı Yılan Mağarası ve Polonnaruwa Antik Kent Turu, Kral Sarayı, Müze ve GalVihara ziyaret ediliyor. Öğle saatlerinde Hindu Tapınağı Rankothwehera, Kırıwehera, Nısankalatapandapaya geziliyor.
Sigiriya Kaya Kalesi: M.S. 5. yüzyılda Kral Kashyapa tarafından inşa edilen bu kale, 200 metre yüksekliğinde bir kaya üzerine kurulmuştur. Duvar resimleri, dev taş aslan figürü ve antik saray kalıntılarıyla Sri Lanka’nın en ikonik yapılarındandır. UNESCO Dünya Mirası listesindedir.
Kobra Başlı Yılan Mağarası: Adını girişindeki kobra başını andıran kaya biçiminden alır.
Budist rahiplerin meditasyon yeri olarak kullanılmış, duvarlarında erken dönem Buda oymaları bulunur.
Polonnaruwa Antik Kenti: 11.–13. yüzyıllar arasında Sri Lanka’ya başkentlik yapmıştır.
Kral Parakramabahu döneminde inşa edilen Gal Vihara Buda heykelleri, taş işçiliğinin şaheserlerindendir. Şehir kalıntıları arasında su kanalları, kral sarayı ve tapınaklar yer alır. UNESCO Dünya Mirası’dır.
Rankoth Vehera: Polonnaruwa’daki en büyük stupa olup 12. yüzyılda inşa edilmiştir.
55 metre yüksekliğindeki yapı, Anuradhapura mimarisinden etkilenmiştir.
Kiri Vehera: Polonnaruwa’daki en iyi korunmuş Budist stupalardan biridir.
Bembeyaz rengiyle dikkat çeker ve hâlâ ibadet amacıyla kullanılmaktadır.
Konaklama: Yine Tropical Life Resort & Spa – Dambulla
4. Gün 12 OCAK Pazartesi – Dambulla Mağara Tapınağı & Kandy
Otelde kahvaltı yapıp valizlerimizle birlikte yola çıkıyoruz. Dambulla Mağara Tapınağı’nı ziyaret ediyor, ardından Baharat Köyü gezisiyle Sri Lanka’nın kokularına karışıyor ve El Sanatları Gezisine geçiyoruz. Saat 14.00’da yeni otelimize yerleştikten sonra gezimize devam ediyoruz. Kandy’de dünyaca ünlü Diş Tapınağı’nı gezip, geleneksel kültür gösterisini izliyoruz.
Dambulla Mağara Tapınağı: Beş mağaradan oluşan bu kompleks, 150’den fazla Buda heykeli ve renkli duvar resimlerine sahiptir. M.Ö. 1. yüzyılda inşa edilmiş ve Sri Lanka’daki en iyi korunmuş kaya tapınaklarından biridir. UNESCO Dünya Mirası’dır.
Baharat Köyü: Sri Lanka’nın meşhur tarçın, karanfil, vanilya ve kakule üretiminin tanıtıldığı küçük bahçelerdir. Ziyaretçiler bitkileri görüp koklayabilir, doğal yağ ve baharat üretimi hakkında bilgi alabilir.
El Sanatları Atölyeleri: Ahşap oymacılığı, taş işçiliği, ipek boyama gibi geleneksel el sanatları sergilenir. Yerel ustaların el emeği ürünleri burada ziyaretçilere sunulur.
Kandy ve Diş Tapınağı: Kandy, Budizm’in kalbidir. Diş Tapınağı, Buda’ya ait olduğu kabul edilen diş relikinin saklandığı kutsal yerdir. Her yıl düzenlenen Esala Perahera festivali bu tapınağın etrafında gerçekleşir.
Konaklama: Amaya Hills – Kandy (Booking 8/10)
5. Gün 13 OCAK Salı – Nanu Oya → Ella Tren Yolculuğu
Kahvaltının ardından yine valizlerimiz ile otelden ayrılıyoruz. Dünya’nın en güzel tren rotalarından birini ile Nanu Oya’dan Ella’ya yemyeşil tepeler, çay tarlaları ve sisli vadiler eşliğinde unutulmaz bir yolculuk yapıyoruz. Ravana Şelalesi ve Demodara kasabasını ziyaret ediyoruz.
Nanu Oya – Ella Tren Hattı: İngiliz koloni döneminde çay taşımak için yapılan hat, bugün dünyanın en güzel tren rotalarından biridir. Yol boyunca çay tarlaları, şelaleler ve dağ köyleri görülür. Fotoğrafçılar için efsanevi kareler sunar.
Ravana Şelalesi: Ella yakınlarında, efsanevi Kral Ravana’nın adını taşıyan bu şelale 25 metre yüksekliğindedir. Hindu destanı Ramayana’ya göre Ravana burada yaşamıştır.
Bölge doğa yürüyüşleri için popülerdir.
Demodara Köprüsü: Ella’nın sembollerinden biridir. 1910’larda İngiliz mühendisler tarafından inşa edilen köprü, tamamen tuğla ve taş kullanılarak yapılmıştır. Trenin köprüden geçişi adeta bir kartpostal sahnesi gibidir.
Konaklama: Morning Dew – Ella (Booking 8.3/10)
6. Gün 14 OCAK Çarşamba – Ella Dağları & Küçük Adam Tepesi
Kahvaltımızı yapıp yola çıkıyoruz. Çay tarlaları manzaralı gezi ve küçük adam tepesi tırmanışı ile güne başlıyoruz. Ella’nın serin dağ havasında Ella Kayası yürüyüşü ile güne devam ediyoruz. Gece aynı otelde konaklayacağız.
Ella Kasabası: Sri Lanka’nın yüksek tepelerinde yer alan küçük ama büyüleyici bir dağ kasabasıdır. Serin iklimi, nefes kesici manzaraları ve huzurlu atmosferiyle bilinir.
Çay Tarlaları: 19. yüzyılda İngilizler tarafından başlatılan çay tarımı, bugün Sri Lanka’nın en önemli gelir kaynaklarından biridir. “Ceylon Tea” olarak dünya çapında bilinen çaylar, bu bölgedeki tarlalarda yetişir. Ziyaretçiler plantasyonları gezebilir ve üretim sürecini görebilir.
Little Adam’s Peak: Ella’da bulunan 1141 metre yüksekliğindeki zirveye yürüyüş yaklaşık 30–40 dakika sürer. Zirveden Ella Vadisi, çay tarlaları ve dağ köyleri panoramik olarak görülebilir. Adını ünlü hac noktası “Adam’s Peak” ile benzer şeklinden alır.
Konaklama: Yine Morning Dew – Ella (Booking 8.3/10)
7. Gün 15 OCAK Perşembe – Hikkaduwa Sahilleri & Galle Kalesi
Kahvaltı sonrası valizlerimizle otelden ayrılıp güney sahillerine doğru yola çıkıyoruz.
Galle Hollanda Kalesi, UNESCO Dünya Mirası listesindeki tarihî duvarlarıyla bizi karşılıyor. Gün batımında Hikkaduwa sahilinde denizle baş başa bir akşam yaşıyoruz.
Galle Hollanda Kalesi: Portekizliler tarafından 16. yüzyılda inşa edilmiş, 17. yüzyılda Hollandalılar tarafından genişletilmiştir. UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Koloniyal mimarisi, deniz feneri ve taş sokaklarıyla tanınır. Bugün butik oteller, kafeler ve sanat galerileriyle dolu canlı bir turistik bölgedir.
Hikkaduwa Sahili: Güneybatı kıyısında yer alır ve mercan resifleriyle ünlüdür. Şnorkelle dalış, sörf ve güneşlenme için popülerdir. Doğal güzelliğiyle 1960’lardan beri Sri Lanka’nın turizm simgelerindendir.
Konaklama: Citrus Hikkaduwa (Booking 6.8/10)
8. Gün 16 OCAK Cuma – Bentota & Kaplumbağa Çiftliği
Otelde kahvaltı sonrası valizlerle çıkış yapıyoruz. Bentota bölgesine geçiş yapıyoruz. Madu Nehri üzerinde tekne gezisi ile Mangrov ormanlarını, küçük adaları ve Koskoda Kaplumbağa Çiftliği’ni ziyaret ediyoruz. Doğayla iç içe, sakin bir gün.
Madu Nehri: Bentota yakınlarındaki geniş lagün sistemi 64 küçük adadan oluşur. Mangrov ormanları, kuş kolonileri ve balıkçı köyleriyle doğa gözlemcileri için ideal bir yerdir. Tekne turlarıyla nehrin içindeki küçük adacıklar ve tarçın üretim alanları gezilir.
Koskoda Kaplumbağa Çiftliği: 1981 yılında kurulan bu merkez, deniz kaplumbağalarının korunması amacıyla faaliyet gösterir. Beş farklı kaplumbağa türü burada gözlemlenebilir. Ziyaretçiler yavru kaplumbağaların denize bırakılışına tanık olabilir. Sri Lanka’nın en önemli doğa koruma merkezlerinden biridir.
Konaklama: The Palms – Bentota (Booking 7.8/10)
9. Gün 17 OCAK Cumartesi – Colombo Şehir Turu
Kahvaltı sonrası son otelimize geçmek üzere valizlerimizle çıkış yapıyoruz. Başkent Colombo’da Gangaramaya Budist Tapınağı, Green Path, Vıharamahadevı Park Turu yapıyoruz. Öğleden sonra Fort Pazarı, Kırmızı Cami, Alman Müzesi Bağımsızlık Meydanı Gezisi, Meşhur Colombo Sahil ve Eski Parlemento Binası Gezisi yapılıyor. Dönüş öncesi şehirde son keyifli anlar.
Colombo: Sri Lanka’nın en büyük şehri ve ticari merkezidir. Modern binalar ile sömürge dönemi mimarisi yan yana bulunur. Galle Face Green sahil alanı, akşam yürüyüşleri için popülerdir.
Gangaramaya Tapınağı 19. yüzyılda inşa edilmiş modern bir Budist tapınağıdır.
Tapınak içinde Buda heykelleri, antik eşyalar ve bir müze bulunur.
Kırmızı Cami: 1910 yılında inşa edilen bu cami, kırmızı-beyaz çizgili cephesiyle Colombo’nun simgelerindendir. Koloniyel dönemin mimari özelliklerini taşır.
Bağımsızlık Meydanı: Sri Lanka’nın 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını ilan ettiği alan.
Etrafı sütunlu anıt yapılarla çevrilidir.
Eski Parlamento Binası ve Fort Bölgesi: 1912’de yapılmış bu bina, Britanya sömürge döneminin izlerini taşır. Fort bölgesi, Colombo’nun tarihi ticaret merkezidir.
Konaklama: Granbell Hotel Colombo (Booking 8.7/10)
10. Gün 18 OCAK Pazar – Dönüş
Sabah erken saatte kahvaltı ve havalimanı transferi.
TK 731 Kolombo → İstanbul uçuşuyla dönüş.
Bir sonraki Scuba-Bay keşfinde görüşmek üzere!
Sri Lanka için pasaport gereklidir. Vize kapıda alınmaktadır
✅ Dahil Olan Hizmetler
❌ Dahil Olmayanlar
